özellikle hastalıktan iyileşmek için yatağa yatmaya gitmek
Fiil
birini coşkuyla karşılamak
Fiil
tüymek, tabanları yağlamak, kaçmak, sıvışmak.
tabanları yağlamak, kaçmak, tüymek.
birinin mesleğine ket vurmak gelirinin büyük bir kısmını almak
Fiil
kirişi kırmak (argo)
Fiil
kötü alışkanlıklar edinmek
Fiil
birini kovuşturmaya tabi tutmak
Fiil
çekilmek, ric'at etmek, kaçmak, tüymek.
emekliye ayrılınca bahçıvanlıkla uğraşmaya başlamak
Fiil
(a) unutmamak, aklından çıkarmamak, daima hatırlamak, (b) çok etkilenmek, içine işlemek, çok üzülmek/duygulanmak.
He laid his sister's death very much to heart.
içerlemek, çok müteessir olmak.
sökmek, parçalamak, parçalara ayırmak.
Take this engine to pieces and see what's wrong with it.
birine sempati duymak
Fiil
seve seve bir işe girişmek
Fiil
(US) sinemaya götürmek
Fiil
(a) ciddî olarak düşünmek/ilgilenmek, canla başla alâkadar olmak, (b) içine işlemek, merak etmek.
(İskoçya) haydut olmak
Fiil
(a) yola çıkmak, seyahate/tura başlamak, (b) (eski) serseri/haydut/eşkiya olmak, yol kesmek.
sokaklarda gösteri yapmak
Fiil
sokaklara dökülmek
Fiil, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
hizmet dışı bırakmak
Fiil
bir günlük izin almaya çalışmak
Fiil
iki gün izin ayarlamak
Fiil
...'i göreve davet etmek
Fiil
...'i göreve çağırmak
Fiil
tehlikeyi göze almak
Fiil
riske girmeye hazır olmak
Fiil
riske girmeye hazır olmak
Fiil
katılmaya hakkı olan kimse
alıngan bir karaktere sahip olmak
Fiil
çok çabuk tepki göstermek
Fiil
şansa bir şey bırakmamak
Fiil
riske girmeye hazır olmak
Fiil
tanıkları dinlemeye geçmek
Fiil
tanıkların dinlenmesine geçmek
Fiil
sorumluluk üstlenmeye hazır
teslim almayı reddetmek
Fiil
yemin etmeyi reddetmek
Fiil
(birisini) mahkemeye vermek/dava etmek.
ikaz/tekdir etmek, hesap sormak, azarlamak, paylamak.
ihtilafı mahkemeye götürmek
Fiil
beğenmek, sevmek, hoşlanmak, gözü tutmak, meyletmek.
It took public's fancy: Halkın hoşuna gitti.
bir şeyden hoşlanmak
Fiil
(Br) postaya mektup götürmek
Fiil
bir mektubu postaneye götürmek
Fiil
mektup buu postaneye götürmek
Fiil
birine bir haber götürmek
Fiil
bir kişiden iğrenmeye başlamak
Fiil
birine hemen içi ısınmak
Fiil
birine hemen kanı kaynamak
Fiil
oy hakkını elinden almak
Fiil
paketleri postaneye götürmek
Fiil
istisna kabul etmemek
Fiil
bir ifadeyi kabul etmemek
Fiil
bir tanığı kabul etmemek
Fiil
bir denetçi raporunu kabul etmemek
Fiil
delili kabul etmemek
Fiil
delili kabul etmemek
Fiil
bir başarıdaki büyük payı kendisine ayırmak
Fiil
işverenin gözüne girmek için elinden geleni yapmak
Fiil
(a) hoş karşılamak, hoşgörmek, müsamaha göstermek.
to take kindly the new ideas. (b) yaratılıştan
sevmek/ilgi göstermek.
A duck takes kindly to water: Ördek yaratılıştan suyu sever.
hoşlanmak, hoşuna gitmek.
mektupları postaya götürmek
Fiil
...'in gereğini yapmak
Fiil
... hususunda gereğini yapmak
Fiil
bir şeye itiraz etmek
Fiil
hapishaneye sevketmek
Fiil
hapishaneye götürmek
Fiil
saygı ile eğilmek, övmek, methetmek, (birinin) üstünlüğünü itiraf etmek, takdir ve hayranlığını ifade
etmek.
I take off my hat to his courage. I take my hat off to him for his new discovery.
birinin üstünlüğünü itiraf etmek
Fiil
New York'a yola çıkmak
Fiil
gazeteye abone olmak
Fiil
paketleri postaneye götürmek
Fiil
yolcuları bir mevkiden bir başka mevkiye aktarmak
Fiil
birini çocukluk günlerine götürmek
Fiil
birine çocukluk günlerini hatırlatmak
Fiil
birini akşam yemeğine götürmek
Fiil
birini akşam yemeğine götürmek
Fiil
birini bir adaya götürmek
Fiil
birini nefis bir akşam yemeğine götürmek
Fiil
birini mahkemeye götürmek
Fiil
birini hastaneye götürmek
Fiil
birini bir yere götürmek
Fiil
birini birşeye götürmek
Fiil
bir kimseyi parasından/malından mahrum etmek, soyup soğana çevirmek, varını yoğunu (elinden) almak.
birini karakola götürmek
Fiil
birşeyi parçalara ayırmak
Fiil
bir şeyi kendine dert etmek
Fiil
birşeyi parçalara ayırmak
Fiil
sırası geldiğinde başkanlığı üstlenmek
Fiil
… için bu/o fırsattan/durumdan yararlanmak.
postaya mektup götürmek
Fiil
davete başka zaman icabet etmek, “alacağı olmak”.
(birdenbire) çok hoşlanmak, kanı kaynamak, ısınmak.
evlenmek.
to take (a woman) to wife: (bir kadınla) evlenmek.
eyleme/harekete geçmek.
I don't know what line of action to take: Ne tarzda/nasıl hareket edeceğimi bilemiyorum.
hisselerini ödeyerek almak
Fiil
acil durum önlemleri
İsim
kolayına bakmak, kendini sıkıntıya sokmamak, işi yavaştan almak, kendini fazla yormamak.
keyfine bakmak, hayatta bir şeye aldırmamak/önem vermemek.
palamarı koparmak (argo)
Fiil
merdivenleri kullanmak
Fiil
dinlenmek için zaman istemek
Fiil
mevzilenmek
Fiil, Askerlik
hisse senedi satın almak
Fiil
satın alınmış hisse senetlerini ödemek
Fiil
sonucu başkasının lehine gözüken bir bahse girmek.
...'i göreve çağırmak
Fiil
...'i göreve davet etmek
Fiil